top of page
Yazarın fotoğrafıEmre Cumalıoğlu

Cinsiyet Değişikliği Hakkında

İnsanların cinsiyetlerini doğumlarındaki dış görünüşlerine göre belirliyoruz, fakat bazı insanlar ruhsal ya da kromozonlara bağlı nedenlerle kendilerini kimliklerinde yazandan (doğumları ile belirlenen) cinsiyete ait hissetmiyorlar. Bazıları ise hermafrodit yapıda veya interseks oluyor. Sicilde yazan ile hissettiği cinsiyet farklı olan kişilerin bazıları intiharı seçiyor, diğerleri ise hayatlarını bu şekilde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle cinsiyet değişikliğine kişinin en az zarar göreceği şekilde izin verilmesi onun daha mutlu bir yaşam sürmesi için önemlidir.

Burada kişinin cinsel yöneliminden, fantezilerinden, cinsel hazza ulaşma yollarından heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel ya da travesti olmasından (karşı cinsin kıyafetleri ve görünümüyle cinselliğini yaşamasından) söz etmiyoruz. Çünkü kişi ameliyatla diğer cinsiyetin organına sahip olsa da, örneğin kadın erkek olsa yine erkeklerle cinsel hayatını devam ettirmeyi seçebilir. Bu nedenle üzerinde durduğumuz konuyu cinsel zevkten ayırmak kişinin, özellikle ruhsal, sağlığıyla ilgili olduğunu vurgulamak gerekiyor.

Bahsettiğimiz uyumsuzluk çok erken yaşlarda ortaya çıkabiliyor. Ülkemizde dış görünüşün kimlikteki cinsiyetle uyumlu olması bir tanrı buyruğu olarak görülüyor. Bu nedenle sicildeki kadın ifadesinin erkek olarak değiştirilmesi için kişinin mutlaka ameliyatlar sonucunda erkeklik organına sahip olması gerekiyor. Oysa ki bu ameliyatlar (en az iki ameliyat) özellikle ileri yaşlarda oldukça risklidir. Diğer yandan doğru olarak bazı ülkelerde sicil cinsiyetinin değişmesi fiziksel görünüşün değişmesine bağlı değil. Kişi bedenini sevebilir ama ruhsal olarak kendini diğer sicil cinsiyetine ait hissedebilir.

Burada fazla zamanınızı almamak için iki ülkeden bahsedeceğim, dilerseniz diğer ülkelerdeki durumu aşağıda bağlantısını gönderdiğim makalemden okuyabilirsiniz (makale güncel olmadığı için İsveç’de olduğu gibi yeni düzenlemeler kabul edilmiş olabilir).

Arjantin’de 8 Mayıs 2012 yılında, “Cinsel Kimlik Yasası” (Ley de Identitdad de Género) kabul edildi. Bu kanuna göre; fizyolojik ya da psikolojik bir tıbbi kanıt gerekmeksizin kişinin talebi üzerine sicil değişikliği yapılmakta ve gerekli resmi belgeler verilmektedir. Onbeş gün kadar alan süreç ücretsizdir[1]. Çocukların da, velilerinin rızası ile cinsiyet değiştirmesi mümkündür. Bu yolla 2013 yılında, altı yaşında bir çocuğun cinsiyeti değiştirilmiştir[2]. Yeni Kanunun kabulünü takip eden ilk üç yılda üçbinin üzerinde cinsiyet değişikliği olmuştur[3].

İrlanda’da senatör Katherine Zappone tarafından 27 Haziran 2013’de teklif olunan bir yasa taslağıyla Arjantin’deki yasaya benzer bir düzenleme önerilmişti[4]. Bu taslak bazı değişikliklerle Gender Recognition Act 2015 adıyla yasalaştı. Kanuna göre evli ya da medeni birlikteliği olmayan, kural olarak 18 yaşını doldurmuş (16 -18 yaş arası mahkeme kararı ile) kişiler sicil cinsiyeti değişikliği için yazılı başvuruda bulunabilmekte, 90 günlük bekleme süresi sonrasında yeni sicil cinsiyetini elde edebilmektedir[5].

Ülkemizde konuyla ilgili temel norm (Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 40. maddesidir. TMK m.40’ın ilk fıkrasında cinsiyet değiştirme ameliyatına izin verilebilmesi için gerekli koşullar sayılır. Mahkeme ilk başvuruda bu koşulların varlığına bakacak, koşullar bulunuyorsa sicilde değişikliğe değil, ameliyatın yapılmasına izin verecektir.

TMK m.40/I’deki koşullar şunlardır:

1. Cinsiyetini değiştirmek isteyen kişinin mahkemeye şahsen başvurması,

2. Başvuranın en az 18 yaşında olması,

3. Evli olmaması,

4. Transseksüel yapıda olması

5. Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunlu olması,

6. DİKKAT Anayasa Mahkemesi kararıyla İptal Edilen Koşul: Üreme yeteneğinden sürekli yoksun (kısır) olması,

7. Son üç (ARTIK İKİ) koşulun eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi,

8. tüm bunlara dayanılarak verilecek mahkeme kararı.

Hukukumuzda cinsiyet değiştirmek mümkündür ama cinsiyetsiz olmak mümkün değildir, cinsiyet cinsel organ, dış görünüm olarak algılanmaktadır. Yargıtay kararına konu bir olayda cinsiyet değişikliği için gerekli ameliyatlardan ilkini geçiren fakat bu ameliyat sonrasında vajinası kapalı olan, kadın cinsel organına sahip bulunmayan ancak ikinci ameliyat henüz gerçekleştirilmediği için erkek cinsel organı da bulunmayan davacının cinsiyet değişikliği nedeniyle sicilin değiştirilmesine karar verilebilmesi için ikinci ameliyatın beklenmesi ve resmi sağlık kurulu raporu sunulması için imkân tanınması gerektiğine karar vermiştir[6].

TMK m.40/II ise nüfus sicilinde cinsiyet değişikliği yapılabilmesi için koşulları düzenler, Yargıtay’ın da belirttiği gibi 40/I. maddedeki koşullara göre ameliyat izni verildikten sonra davacı ameliyat olduğunu resmi sağlık kurulu raporuyla doğrularsa nüfus sicilinde değişikliğe izin verilir[7]. Bu koşullar:

1. TMK m.40/I’e göre verilmiş izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun ameliyatın gerçekleştirilmesi,

2. Bu ameliyatın gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla kanıtlanması,

3. Tüm bunlara dayanılarak verilecek mahkeme kararıdır.

Cinsiyet değişikliği kararı ile nüfus sicilinde gerekli düzeltme yapılır.


Anaysa Mahkemesi 2018 yılında verdiği iki kararından birinde cinsiyet değişikliği için “üreme yeteneğinden sürekli yoksun olma” koşulunu iptal etti. Oysa ki konuyla ilgili en tartışmalı noktalardan biri cinsiyetini değiştirecek kişinin alt soyu, özellikle çocuklarının durumudur. Bazı görüşlere göre kişinin çocuğu varsa cinsiyet değişikliğine izin verilmemesi gerekir.


AYM diğer kararında ise zorunlu ameliyat öngören TMK m.40/II’nin Anayasaya aykırı olmadığına karar verdi. Böylelikle üreme yeteneğinden yoksun olmayan kişiler de cinsiyet değişikliği için mahkemeye başvurabilir ancak sonuçta zorunlu ameliyat nedeniyle üreme yeteneklerini yitirmiş olacaklardır.


Ayrıntılı bilgi için şu bağlantıdan makaleme ulaşabilir ve kaynakçasındaki eserlere de bakabilirsiniz.

[1] KÖHLER/RECHER/EHRT, s. 13, 49. [2] RAPPOLE, s. 211; KÖHLER/RECHER/EHRT, s. 49 vd. [3] KÖHLER/RECHER/EHRT, s. 60 vd. [4] KÖHLER/RECHER/EHRT, s. 55. [5] Kanun metni için bkz. http://www.oireachtas.ie/documents/bills28/acts/2015/a2515.pdf (E.T. 12.04.2016). [6] Yrg. 2. HD. E.2005/17485, K. 2006/1343, T. 13/2/2006 (www.kazanci.com ET. 10.11.2015); http://www.lexpera.com.tr/CaseLaws/Content.aspx?SOPI=YA801D2006213K20061343E200517485&Doc=YARGITAY_TR. (ET. 10.11.2015). [7] Yrg. 2. HD. E.2010/11100 K.2011/14833 T.4/10/2011 (www.kazanci.com ET. 10.11.2015).

23 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page